Mısırlı kadın
Enis BERBEROĞLU, Hürriyet, 04.03.2000
Herhalde farkındasınız. Gazete yazılarında
hafta sonu molası daha tene dokunan, yumuşacık konularla veriliyor...
Aşk, ihanet, kıskançlık gibi...
Eh, madem ki bugün tatil, biz de köşemize
kadınları konuk etmek istedik. Ne var ki bizim aktaracağımız kadın öyküleri
biraz değişik. Çünkü Mısırlı kadının yaşam coğrafyasında karşılaştığı dert
ve sıkıntılar çok farklı.
* * *
Mısırlı kadınlar şu günlerde bayram
ediyor.
Çünkü 1 Mart 2000 tarihi itibariyle
mahkemede eşleri aleyhine boşanma davası açma hakkına kavuştular...
Evet yanlış okumadınız...
Bugüne kadar Mısırlı kadınlar sadece
eşleri izin verirse boşanabiliyordu. Aksi halde boşanmak isteyen kadının;
1) Eşinin kendisini dövdüğünü, 2) Ya da geçimini sağlayamadığını, 3) Veya
kısır olduğunu mahkemede en az iki tanıkla (erkek) kanıtlaması gerekliydi.
Mahkemelerde biriken 1.2 milyon boşanma
davası dosyasından ancak yılda 71 bininin karara bağlandığını düşünürseniz
on yıllardır özgürlüğü bekleyen kadınların var olduğu sonucuna varmak herhalde
yanlış sayılmaz...
Buna karşılık Mısırlı erkeğin işi kolay...
Canı istediği zaman eşini boşuyor.
Veya bu zahmete bile katlanmadan evi terk ediyor. Yıllar süren boşanma
davası, sayısız temyiz başvurusuyla eşini uzaktan üzmeyi, tacizi sürdürüyor.
* * *
Mısır'daki yeni düzenleme bu haksızlıkları
bir ölçüde düzeltiyor.
Artık Mısırlı hákimler kocalarının
onayı olmadan da kadınları boşayabilecek. Dahası boşanmada kadınlara nafaka
bağlanacak, ödenmezse erkeğin gelirine haciz konulacak. Eşinden nafaka
alamayan kadınlara kamu bankalarından maaş bağlanacak. (New York Times
Gazetesi, 1 Mart 2000)
İşte Mısırlı kadınlar açısından -haklı
olarak- devrim sayılan düzenlemeler böyle... Peki aynı topraklarda 4 bin
yıl önce yaşayan kadınların durumu nasıldı dersiniz?
* * *
Antik Mısır'ın kadınları yasa karşısında
erkekle eşitti.
Evlilik ve boşanma sözleşmelerini düzenlemeye
yetkiliydi. Boşanırken evlilik sırasında edinilen mal varlığının üçte birini
alırdı.
Mısırlı kadının bu yasal hakları Büyük
İskender'in işgal ordusuyla birlikte bu ülkeye gelen Yunanlı kadınları
kıskandıracak ölçüdeydi.
Gerek Yunan gerekse Mısır kayıtlarından
anlaşıldığı kadarıyla, Mısırlı kadınlar en az 2 bin 500 yıl kadar önce;
1) Tarla, arazi, mülk sahibi olabiliyor, 2) Köle, hizmetkár çalıştırıyor,
3) Köle azat edebiliyor, 4) Evlat edinebiliyordu (North Western University
Library, İnternet Belgesi).
* * *
Aynı topraklarda ne değişti, yorumu
sizlere bırakıyorum. Siz de lütfen, İran seçimlerine, 28 Şubat sürecine
duyduğum merakı hoş görün.
Ne de olsa kız babasıyım.
____________________________________________________________________________________
M.Kemaloglu'nun yorumu:
Görülüyor ki, Mısır, Islamiyet'i kabul ettikten sonra, her
Islam toplumunda görüldüğü gibi, kadın hak ve özgürlüklerinde geriye gitmiş.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk kadınına onlarca yıl önce verdiği
haklar, Mısır'da ancak 2000 yılında gündeme gelebiliyor. Bunda, Islamiyet'in
zararlarının anlaşılması ve toplumların radyo, TV, gazete, internet gibi
iletişim araçlarının yardımıyla bilinçlenmesinin büyük önemi bulunuyor.
İslamiyetin bu şekilde hükmünün zayıflaması ile, diğer İslam toplumlarının
da günün birinde laik ve demokratik bir yapıya kavuşacakları, kaçınılmaz
bir gerçektir.