Sana,
benim için din kavramının ne ifade ettiğini tam olarak anlatmamıştım.
Bu mektubumda, bu kavrama kendi bakış açımı anlatmaya çalışacağım, eğer
seni sıkmazsam...
İnançlı
biriyken, inandıklarını inkar etmek ve yıllarca sana empoze edilmiş,
düşünerek, beyninin ürünü olarak bulmadığın, sana kaydedilmiş olan
dogmalara sırtını dönmek ve bunların tam tersi olan gerçeklerle (tabii
ki bunları sadece farkedebilen “gerçek” olarak nitelendirir, inananlar
için, sapkınlık olabilir) yüzleşip, onlarla yaşamaya başlamak çok
değişik ve ilginç bir deneyim. İslamı akıl yoluyla reddettiğinde, zaten
tüm dinleri de reddetmiş oluyorsun. Çünkü din denen şeyin, ister tek
Tanrılı olsun ister çok Tanrılı, birbirinin aynı olduklarını da
inanılmaz bir kolaylıkla görüveriyorsun. Tabii ki bunu şahsen düşünmek,
inkar etmek ve yaşamak gereklidir ama sana şu şekilde anlatmaya
çalışayım: Örneğin sen, İslama inanıyorsun (diğer bazı müslümanların
hoşuna giden ya da gitmeyen tarzda inanman önemli değil, inanıyorsun)
ve senin inandıkların, senin için inkar edilemez, şüphe duyulamaz
gerçekler ve insan hayatına en güzel yaklaşımı sunan, insanı en çok
mutlu eden ve güzellikler, iyilikler emreden, sevgiyle kuşatan bir din,
gerçek Tanrı’nın mucizesi, gerçek din! Değil mi? Müslüman olmayan diğer
5milyar kişiye göre, değil. Onların her biri için kendi inandıkları
din, inkar edilemez, şüphe duyulamaz gerçeklerle insan hayatına en
güzel yaklaşımı sunan, insanı en çok mutlu eden ve güzellikler,
iyilikler emreden, sevgiyle kuşatan bir din, gerçek Tanrı’nın mucizesi,
gerçek din! Hem de yüzlerce dinden her biri için inananları açısından
bunlar geçerli. Sen nasıl bir samimiyet ve güvenle İslama inanıyorsan,
onlarda bir gram bile eksiği olmaksızın aynı duyguları samimiyetle
hissediyorlar. Dışarıdan bakan biri olmak şartıyla, söyleyebilir misin,
aslında gerçek din hangisi? Hangi dinin Tanrısı gerçek Tanrı? Elbette
herkes için inandığı din gerçek, kendi Tanrısı, Tanrı. Aynı samimiyetle
bir çok inananları olduğuna göre, hepsi gerçek, hepsi tek hakiki
Tanrı’nın tek hakiki dini. Değil mi? Olmadığı nasıl söylenebilir? Eğer
olmadığı saptanacaksa, o zaman da “hiç biri” demek gerekiyor. Ya
“hepsi” gerçek din ya da “hiç biri”. Ancak her bir kör inanır
içlerinden kendi dinini seçerek “işte, yalnızca bu!” diyebilir. Bu da
doğru olmaz. Eğer Hinduizmin Tanrılarını inkar ediyorsan, kendi Tanrını
da ediyorsun demektir. Eğer Zeus’u inkar ediyorsan, kendi inandığın
Tanrıyı da inkar etmek zorundasın. Elbette, bir inanan olarak bunu
yapmazsın ama bir Hindu da yapmaz ve senden daha az olmamak kaydıyla
haklıdır. Çünkü gerçek Tanrı onunkilerdir.
İnandığın
dogmaları inkar etmek çok kolay, çok zevkli ve çok tazeleyici bir
duygu. Ama inkar edecek kadar emin olacağın duruma gelene kadar geçen
süreç sancılı, zor, endişeli ve sıkıntılı. Hele soruşturmaya karar
vermek, tam bir cesaret işi. Bu aşamaları geçtikten sonra, hiç bir
inananın, inancı sayesinde hissedemeyeceği bir özgürlük, ferahlık ve
mutluluk hissidir duyduğun ve aklına getirdikçe aynı mutluluğu tekrar
yaşıyorsun. Tabii, bunlar için inançlarını ciddiyetle sorgulaman, akıl
yoluyla bulgulara ulaşman, bunu doğrulaman ve karar vermen gerekiyor.
Kolay değil ama her inançlının bir günyaşamasını gönülden dilerim.
Bir
özet yapmak gerekirse, Kuran var olmayan (Tanrı özelliklerini
barındırmadığı için Tanrı olamayacak) bir Tanrının sözleriyle,
yanlışlar ve yalanlarla, öfke ve kinle, tehdit ve korkuyla dolu.
İslamın ve Kuran’ın balonunu yine İslam ve Kuran patlatacak. Başka hiç
bir dinin buna gücü yetmez, çünkü anlattım; hiç bir din bir diğerinden
üstün değil ve farklı değil.
Ben
Ateist değilim. Kendimi daha çok Agnostik olarak tanımlıyorum. Bir
yerlerde bir Tanrı olabilir, olmayabilir de... Ama varsa eğer, şundan
adım gibi eminim, en ufak bir kuşkuya yer olmayacak kesinlikte
söyleyebilirim: O Tanrı, İslam’ın Allah’ı değil. İslam’ın Allah’ı bir
Tanrının sahip olması gereken özellikleri taşımıyor. O, insansı, Yunan
mitolojisindeki yarı insan- yarı Tanrı olanlar gibi. Çok fazla
Muhammet’ten etkilenmiş senin anlayacağın.
Çenem
düştü sanırım. Epey uzattım ve belki ağırlıklı olarak kendi hikayem
gibi görünen ayrıntılarla canını sıktım. Bunca emeği, buna değdiğini
düşündüğüm için verdim. Diyaloğa imkan tanıyan inanır tarzın için
teşekkür ederim.